EDWARD STEİCHEN
02/07/13 | YORUM SAYISI 0 | GÖRÜNTÜLENME 2963 |    Ters Dizgi
Lüksemburg doğumlu Amerikan fotoğrafçı, ressam, tasarımcı ve küratör.

1881’de Amerika’ya göçer. 15 yaşında okulu bırakan Steichen Milwaukee’de bir litografi firmasında çırak olarak çalışmaya başlar.

“The Pool-evening” (1899; New York MOMA) onun daha gençliğinde empresyonistlere olan ilgisinin bir kanıtıdır. Özellikle Claude Monet, ve Clarence H. White gibi amerikan sembolist fotoğrafçılarından etkilenmiştir. Bu dönemde Stieglitz’in de ilgisini çekmiştir.


İleriki yıllarda Steichen, Paris’de Julien akademisinde, öğrenim görmüş, Londra ve Paris’te sergiler düzenlemiştir. İngiliz resimsel fotoğraf topluluğu LINKED RING’e seçilir.

Bu dönemde en bilinen yapıtı olan Auguste Rodin’in portresini çeker (1902). İki ayrı negatiften yapılan platinyum sakız-bikromat (arap sakızı) baskı form ve ışığın yüce kullanımı ile dikkat çekmektedir.

New York’a döndüğünde Stieglitz’le birlikte 1903 yılında PHOTO-SECESSION grubunu kurar ve Camera Work (1903–17) dergisini çıkartmaya başlarlar. Bir dönem Paris’te resim çalışmalarıyla uğraşan Steichen 1. Dünya Savaşı öncesinde New York’a geri döner. Savaş süresince önce savaş muhabirliği sonra Amerikan ordusunun keşif birliklerinde fotoğrafçılık yapan Stieglitz, bu görevi sırasında karşılaştığı keskin çözünürlük ve hava fotoğrafçılığı gibi gereksinimlerin etkisiyle savaş sonrasında fotoğraf teknolojisiyle ilgilenmeye başlar.


Deneyleri beyaz bir fincan ve tavayı gri tonların spektrumundan oluşan bir dizi fon önünde farklı ışık teknikleri kullanarak fotoğrafladığı, hacim ve ağırlığın vurgulandığı Pears and an Apple (c. 1921; New York, MOMA, bkz. Steichen, 1963, no. 64) çalışmasını da kapsar.

1922’de törensi bir vedayla, Voulangis, Fransa’daki stüdyosunda kalan tüm resimlerini yakarak resimden uzaklaşır ve kendini tamamen fotoğrafa adar.


1923 yılında Condé Nast Publications’ın fotoğraf şefi olarak Amerika’ya döner ve bu tarihten sonra New York’da yaşamını sürdürür. Vanity Fair ve Vogue dergisindeki portreleri dönemin biçemini belirleyen öneme sahiptir.


1938’de profesyonel stüdyosunu kapattıktan sonra 35 mm fotoğrafla deney yapmaya başlar ancak savaşın patlak vermesiyle kendini yine orduda, donanma fotoğrafçısı olarak bulur. Bunun yanısıra MOMA için iki sergi düzenler; ABD’nin panaromik bir portresi olan Road to Victory (1942) ve Power in the Pacific (1945).


1947’de fotoğrafçılığı bırakıp MOMA’nın fotoğraf bölümünün yöneticisi olur. Burada görev yaptığı 15 yıl içinde birçok sergi düzenlese de The Family of Man (1955) sergisinin en önemli katkısı olduğunu düşünür.

68 farklı ülkeden 273 amatör ve profesyonel fotoğrafçı tarafından çekilen 503 fotoğrafı kapsayan sergi kollektif bir portre çalışması olarak anılabilir. The Family of Man sergisinin sanat yıllıklarında küratörünün prestiji ve konumu sayesinde kendisine yer bulduğu iddia edilebilir. Yine de tüm dünyayı gezmiş ve bugüne kadar yapılmış en popüler sergi olmuştur.


1961’de MOMA Steichen’in çalışmalarınan retrospekif bir sergi sunar, 1962 yılında sanatçı görevinden emekli olur. Son projeleri arasında bir dizi 35 mm. renkli fotoğraftan oluşan, evinin bahçesindeki çiçeklenen bir ağaç üzerinde çalıştığı Shad-blow Tree (New York, MOMA, bkz. Steichen, 1963, no. 243–8) de bulunmaktadır. Albümlerinin yanısıra, sanatçının A Life in Photography (New York, 1963) adında yayınlanmış bir de kitabı bulunmaktadır.

tutunamayanlarJuly 2, 2013, 1:00
[1]
Çevrimiçi Üyeler
Üye Ziyaretçi